Kilo Yönetiminde Başarının Sırları

Sağlık

KİLO YÖNETİMİNDE BAŞARININ SIRLARI

Başarılı ve kalıcı kilo vermek, çaba gerektiren uzun soluklu bir süreçtir. Sağlıklı kiloya ulaşmanın en iyi yolu ise kişiye özel hazırlanmış bir beslenme programı ve düzenli bir fiziksel aktivitenin takibidir.

UZMAN DR. SİNAN İBİŞ
Özel Flavius Polikliniği
sinanibis@flavius.com.tr

Şişmanlık (obezite), vücut yağ miktarının sağlığı bozacak düzeyde artmasıdır. Enerji alımının enerji tüketiminden daha fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar. Şişmanlık sadece estetik açıdan değil bazı hastalıkların ortaya çıkışını kolaylaştırması, yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkilemesi gibi nedenlerle önemli bir sağlık sorunudur. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, beyin yaşlanması, eklem hastalıkları, safra kesesi hastalıkları ve bazı kanser türleri ile ilişkisi olan, insan yaşamını kısaltan ve kalitesini bozan bir hastalıktır. Dolayısıyla şişmanlık problemi nedene yönelik olarak klinik bir problemdir ve tedavisi de kliniklerde uzman sağlık personeli tarafından planlanmalıdır. 

ŞİŞMANLIKTA NEDENE YÖNELİK TEDAVİ

Şişman kişilerin zayıflamak için gösterdikleri çabalar çoğunlukla sonuçsuz kalmakta ve verilen kiloların zaman içinde geri alındığı gözlenmektedir. Genellikle şişmanlamak kolay, zayıflamak güçtür. Bu nedenle şişmanlığın tedavisinden önce önlenmesi en doğrusudur. Şişmanlığın önlenmesinde en önemli kural, kişiye küçük yaştan itibaren yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır.

ŞİŞMANLIK TEDAVİSİNDE AŞAMALAR

Sağlıklı olarak kilo vermek için kişiye özgü diyet, davranış değişikliği, fiziksel aktivite ve sosyal desteği kapsayan multidisipliner bir yaklaşım önemlidir. Kilo verdirmek üzere plan yapacak ekipte görev dağılımı şöyle olmalıdır; doktor bireyi tıbbi yönden kontrol ederken, diyetisyen diyet tedavisi ile ilgili, psikolog veya psikiyatrist davranış değişikliği, fizyoterapist ise fiziksel aktivite ile ilgili düzenlemeleri yapmalıdır. Zayıflamak isteyen bireyin yakın çevresi (aile, arkadaş) de bilinçlendirilerek bireye yardım etmeleri sağlanmalıdır.   

KİŞİYE ÖZGÜ UYGULANABİLİR BESLENME MODELİ

Bir beslenme programı tamamıyla kişiye özel olmalıdır. Çünkü herkesin alışkanlıkları, imkânları, zevki, ihtiyacı farklıdır. Bu nedenle uygulanacak program kişinin sadece yaşına, kilosuna, boyuna, cinsiyetine değil fiziksel aktivitesine, sosyal ve iş yaşamına hatta ekonomik ve kültürel durumuna, sevdiği, sevmediği besinlere göre düzenlenmelidir. Bir zayıflama diyeti bir hafta, üç hafta veya bir ay sürmemelidir. Doğru diyet, hayatımızın sonuna kadar devam ettirebileceğimiz, davranış değişiklikleri ile kalıcı hâle gelen sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Sonuna kadar onunla yaşayacağımız için bu diyet beklentilerimizi ve zevklerimizi tatmin etmelidir. Her zaman, her koşulda uygulayabilmemiz için doğru diyet çeşitli alternatifleri içermeli ve bu alternatifler arasında kendi kendimize karar verebilme yetisini kazandırmalıdır. 

ŞİŞMANLATAN ETKENLER

Kilo almada pek çok faktör rol oynayabilir. Kişiler, aldıkları enerji miktarı harcadıklarından fazla olduğu zaman kilo alırlar. 

Alışkanlıklar: Çok fazla yemek yemek bir alışkanlık hâline gelebilir. Spor yapmak yerine televizyon seyretmek de bir alışkanlıktır. Günden güne bu alışkanlıklar kilo almaya yol açabilir.

Genler: Fazla kilolu veya obez ailelerin çocukları da obeziteye eğilimlidirler. Her ne kadar bunun sebebi ailelerin beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıklarını çocuklarıyla yaşamaları olsa da paylaştıkları genler de aile üyelerinin obeziteye eğilimlerini arttırır. 

Hastalıklar: Bazı hastalıklar kilo alımına ve obeziteye yol açabilirler. Bunlar hipotiroidizm, Cushing sendromu ve depresyondur. Eğer kilo almanıza sebep olan bir hastalığınız olup olmadığını merak ediyorsanız doktorunuzla görüşmelisiniz.

İlaçlar: Bazı ilaçlar kilo alımına sebep olabilir. Aldığınız ilaçların yan etkilerini öğrenmek için doktorunuzla görüşmelisiniz. 

Çevre: Evde, işte, alışveriş merkezlerinde, televizyonda ve arkadaş çevrenizde besinlerle ilgili mesajlar bulabilirsiniz. Bir şeyler yemek için her zaman bir bahane vardır.

Duygular: Bazı insanlar aç olmasalar bile sıkıldıklarında, üzgün, sinirli veya stresli olduklarında yemek yerler.

Her ne kadar kilo alımına yol açan bütün bu faktörleri kontrol altında tutamasanız da beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıklarınızı gözden geçirip değiştirebilirsiniz.

“Doğru diyet, hayatımızın sonuna kadar devam ettirebileceğimiz, davranış değişiklikleri ile kalıcı hâle gelen sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Sonuna kadar onunla yaşayacağımız için bu diyet beklentilerimizi ve zevklerimizi tatmin etmelidir.”

ZAYIFLAMA PROGRAMI SEÇMEK ZORDUR

Bir zayıflama programında ne aramanız gerektiğini veya ne tür sorular sormanız gerektiğini bilmeyebilirsiniz. Sağlıklı kiloya ulaşmanın en iyi yolu kişiye özel hazırlanmış bir beslenme programı ve düzenli bir fiziksel aktivitenin takibidir. Zayıflama programları kilo vermeye ve verilen kilonun korunmasına yönelik sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını geliştirmeye yardımcı olmalıdır. Gerek selülit problemlerinde gerekse dokularda bölgesel veya genel yağ depolanmasında hücresel biyoloji bozulur. Çeşitli teknolojilerle dışarıdan uygulanan doku terapilerinde sağlanan temel etki de bozulan bu biyolojinin düzenlenmesidir.

HASTALARIN ÖYKÜLERİNİN DİKKATLİCE ALINMASI GEREKİR

Problemin ne kadar süre önce, neye bağlı olarak oluştuğu ve geliştiği, zaman içerisindeki seyri, gelişimi, aile öyküsünün olup olmadığı, alışkanlıklar, sistem sorgulamaları, sürekli hastalıkların var olup olmadığı, yaşam tarzları, sosyo-kültürel seviye dikkatlice sorgulanmalı ve problemin gelişim nedeni hakkında fikir sahibi olunmalıdır. Daha sonra hastanın fiziksel değerlendirmesi için biyokimyasal analizi, fiziksel muayenesi yapılmalı ve vücut bileşenlerini gösteren vücut kompozisyon testi gerçekleştirilmelidir. Fiziksel muayenede özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar; çeşitli damar hastalıkları, kalp hastalığı, osteoporoz, kanama ve pıhtılaşmaya yatkınlık problemleridir. Bütün bu elde edilen veriler toplanarak bireyin durumu netleştirilir ve tedavide izlenmesi gereken yol belirlenir.

TEKNOLOJİK DESTEKLERE DİKKAT!

Tedavilerin başında ve tedavi süresince yedi günlük aralıklarla kişinin dokularına destek sağlayacak teknolojilerin uygulanması ile birlikte gerekli kontrollerin yapılması ve beslenme programlarının düzenlenmesi sağlanmalıdır. Tedavide kullanılacak teknolojik yöntemlerle elastikiyet ve kas kaybından kaynaklı sarkmaları iyileştirmek, dolaylı veya direkt olarak özellikle doku fonksiyonlarını uyarmak ve geliştirmek, dokulardaki yağ tüketimini ve bozulmuş drenajı artırmak, bozulmuş veya yavaşlamış refleksleri hızlandırıcı etkiler amaçlanmaktadır. Tüm bu etkileri sağlayan tek bir teknolojik çözüm olmamakla birlikte teknolojiler kesinlikle kişiye özel olarak belirlenerek uygulanmalıdır.

TEDAVİ PROGRAMLARINDA SÜRELER

Obezite ve selülit problemlerinde tedavi programları başarının yüksekliğini sağlamak yönünden asgari iki-üç aylık bir süreyi kapsamalıdır. Obezitenin sağlıklı tedavisinde aylık kilo kaybı değeri olarak 4-6 kg’lık değerleri hedefleyen bir beslenme programı planlanmalıdır. Hızlı kaybedilen ağırlık aynı hızla geri kazanılabilir, bu da doku ve yaşam sağlığına zarar verebilir.

UYGULANAN TEDAVİLERLE BAŞARI KESİNLİKLE %100 DEĞİLDİR

Obezite veya selülit tedavi programlarında hedeflenen değerlere %80 düzeyinde ulaşma başarılı bir sonuçtur. Hedeflenen sonuç elde edildikten sonra hastanın beslenme, egzersiz ve hareketlilik merkezli programına devam edilmelidir. Tekrar değerlendirmeler ve program devamlılığı için hastanın klinik ziyaretleri planlanmalı, takip edilmelidir. Hastalara asgari altı aylık ilave bir sürede hafif bir program uygulanmalıdır. Uygulanan ana tedavi ve koruma tedavilerinde hastanın ölçümsel değerleri, laboratuvar bulguları ve fiziksel analizleri yinelenmeli, hastaya bu değerler hakkında bilgi verilerek tedavinin başarısı pekiştirilmelidir. Zayıflama ve selülit programlarında uygulanan tedavi ne olursa olsun öncelikli kişiye özgü programlarla hedef, kişiye zarar vermemek olmalıdır.