

Dijital Dünya
DİJİTAL AYAK İZLERİMİZİ SİLMEK MÜMKÜN MÜ?
Dijital dünyada, her hareketimiz bir iz bırakır. Bir sosyal medya paylaşımı, bir yorum, hatta bir web sitesine girişimiz… Bunlar birer “dijital ayak izi” olarak kaydedilir. Ancak bu izlerden tamamen kurtulmak her zaman kolay değildir; ama imkânsız da değildir. Önemli olan, bilinçli adımlar atmak ve internet üzerinde kendi dijital görünürlüğünüzü yönetmeyi öğrenmektir.
İnşaat Fakültesi
Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı

Hayatlarımızın her anı artık dijital izlerle örülüyor. Attığımız her adım, yazdığımız her yorum, paylaştığımız her
fotoğraf, görünmez bir arşivin içine kaydediliyor. Çoğu zaman unuttuğumuzu sandığımız bir içerik, yıllar sonra
yeniden karşımıza çıkabiliyor. Sosyal medya hesaplarımızdan akademik çalışmalarımıza, forumlarda bıraktığımız
tek bir yorumdan çocukken yüklediğimiz videolara kadar her şey kalıcı bir hafıza oluşturuyor. Dijital dünya,
yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir hafıza. Ve çoğu zaman bizden daha güçlü bir hafıza.

DİJİTAL DÜNYADA MAHREMİYETİMİZİ KORUMAK HER ZAMANKİNDEN DAHA ÖNEMLİ
Artık hepimiz dijitalde yaşıyoruz. Kariyerimizi dijital belgelerle inşa ediyoruz, projelerimizi dijital ortamlarda
yönetiyoruz, toplantılarımız sanal, yazışmalarımız bulutta. Ancak bu kolaylık, beraberinde bir sorumluluk da
getiriyor: Bıraktığımız dijital izleri kim görüyor, kim kopyalıyor, kim saklıyor? Yıllar önce üniversite öğrencisiyken
açtığınız bir blog hesabı, bugün hâlâ erişilebilir olabilir. Ya da bir zamanlar sadece deneme amaçlı bir siteye
yüklediğiniz video zamansız bir şekilde karşınıza çıkabilir. Bu durum, sadece bireysel mahremiyeti değil,
profesyonel itibarınızı da etkileyebilir.
Uzun süredir dijital ikizler, yapay zekâ, veri güvenliği gibi alanlarda çalışıyorum. Bu alanların ortak paydası: Veri
kalıcıdır. Silmek isteseniz bile, çoğu zaman sadece görünürlüğü azaltırsınız. Asıl içerik, bir yerlerde yaşamaya
devam eder. Peki, bu noktada ne yapılabilir?
Avrupa’da yıllar önce tanıtılan “unutulma hakkı” sayesinde, arama motorlarında çıkan bazı kişisel içeriklerin
kaldırılması sağlanabiliyor. Türkiye’de de BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) veya mahkemeler aracılığıyla benzer talepler mümkün. Ancak bu uzun bir süreç. Ve bu süreç tamamlandığında bile içerik tamamen silinmiş olmaz. Yani bir yerde sildiğiniz içerik, başka bir yerde aynen durabilir. Özellikle gençler ve çocuklar için bu konu hayati önem taşıyor. Çünkü onlar sadece içerik tüketicisi değil, aynı zamanda içerik üreticisi. Bugün paylaştıkları bir fotoğraf, birkaç yıl içinde üniversite kabul süreçlerinde karşılarına çıkabilir. O yüzden şunu çok net ifade etmek isterim: Artık çocuklarımıza sadece fiziksel güvenlik değil, dijital farkındalık da kazandırmamız gerekiyor.
Her ülkede farklı sistemler, farklı altyapılar, farklı dijital kültürler bulunur. Ancak hangi coğrafyada olursa olsun,
ortak bir sorun hep vardı: Veri yönetimi ihmale gelmez.
Bugün akademide üzerinde çalıştığımız sistemlerin temelinde bu var:
- Bilgiyi doğru yönetmek.
- Veriyi sadece toplamak değil, anlamlandırmak.
- Ve en önemlisi, gerektiğinde silebilmek.
Ama kişisel düzeyde işler bu kadar teknik değil. Kullanıcı olarak da farkında olmalıyız ve geleceğe yönelik bilinçli
adımlar atmalıyız. Paylaşımlarımızı düşünerek yapmak, kişisel bilgileri sınırlamak ve gizlilik ayarlarını düzenli
olarak kontrol etmek, dijital ayak izlerimizi yönetmenin temel taşlarıdır.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN TEMEL NOKTALAR
Öncelikle, sosyal medya ayarlarını gözden geçirmek kritik öneme sahip; kimlerin paylaşımlarınızı görebildiğini ve
bilgilerinizin sizin izniniz olmadan paylaşılma olasılığını bilmek gerekir. Kullanmadığınız eski hesaplarınızı kontrol
etmek ve gereksiz içerikleri temizlemek, dijital görünürlüğünüzü azaltmanın ilk adımıdır. Düzenli olarak adınızı
aratmak, internet üzerindeki verilerin farkına varmanızı sağlar; böylece dijital ayak izlerinizi başkaları değil, siz
sürersiniz. Paylaşımlarınızı yönetmek kadar, çocuklarınıza dijitalin kalıcılığını anlatmak da büyük önem taşır. Bu
noktada hukuki haklarınızı bilmek ve gerektiğinde içerik kaldırma süreçlerini başlatmak da önemlidir. Avrupa
Birliği’nin “unutulma hakkı” gibi düzenlemeleri, belirli şartlar altında kişilerin internetteki bazı içeriklerinin
kaldırılmasını mümkün kılar. Bunun dışında, bazı profesyonel hizmetler ve dijital temizlik araçları da veri izlerinizi
yönetmenize yardımcı olabilir.
Günümüzde çocuklar, internet ve teknoloji kullanımı konusunda ebeveynlerinden daha deneyimli olabiliyor. Bu
nedenle anne ve babaların interneti bilinçli kullanmayı öğrenmesi, çocuklarını doğru yönlendirebilmesi açısından
büyük önem taşıyor. Çocuklara gerçek hayatta nasıl kurallar konuluyorsa, sanal ortam için de kurallar koymak
gerekir. Yaşına uygun sınırlar belirlemek, interneti güvenli kullanma konusunda rehberlik etmek ve çevrim içi
aktivitelerini takip etmek onlara uzun vadede büyük fayda sağlar. Kurallar zamanla çocuğun gelişimine göre
değişebilir; önemli olan bunların uygulanmasını sağlamak ve düzenli olarak takip etmektir.

BİR İNSANA SUNULABİLECEK EN DEĞERLİ HİZMET GÜVENDİR
Dijital ortamda güven sağlamak çoğu zaman güç bir görevdir. İnternetin sunduğu fırsatları göz ardı etmeden, getirdiği
avantajlar ile beraber ortaya çıkan riskleri de değerlendirdiğimizde, toplumsal açıdan internet güvenliği, bilinçli ve etik
internet kullanımı ile hak, hukuk ve sorumluluklar konularının önemi daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Bu bağlamda, ilköğretim müfredatına bilişim şuuru gibi derslerin eklenmesi ve ülke genelinde okullarda velilerle
birlikte bilinçlendirme faaliyetlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Buna ek olarak dijital farkındalık yalnızca ilkokul
seviyesinde değil, tüm eğitim kademelerinde de ele alınıp hedefi genişletilmelidir. Üniversitelerden sivil toplum
kuruluşlarına, kamu kurumlarından özel şirketlere kadar pek çok aktör; gençlerin yanı sıra yetişkinlerin de güvenli,
bilinçli ve etik bir dijital deneyim yaşamaları için sorumluluk üstlenmelidir. Özellikle iş hayatında, çalışanların sosyal
medya paylaşımları kurumların itibarını doğrudan etkileyebildiği için bu konuda toplumsal bilincin artırılması kritik
önem taşır. Dolayısıyla dijital güvenlik ve mahremiyet bilinci, çocuklarla sınırlı kalmamalı; ebeveynlerden
profesyonellere, toplumun tüm bireylerini kapsayan bir yaşam becerisi olarak görülmelidir.
Dijital ortamda kontrol sizde olduğu sürece dijital kimliğinizi şekillendirebilir, geleceğe dair izlerinizi bilinçli ve güvenli
bir şekilde bırakabilirsiniz