Bizim Aile
ERKEN ERİNLİK BELİRTİLERİNE DİKKAT!
Son yıllarda ebeveynleri en çok kaygılandıran durumların başında erken erinlik geliyor. Bazı araştırmacılar bu problemin endüstrileşmeye bağlı olarak 20. yüzyılda arttığını söylerken bazıları da genetik olduğunu ileri sürüyor. Nedeni ne olursa olsun bu konuda ebeveynlere büyük sorumluluk düşüyor.
Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi
“Erinlik” ya da “puberte” bireyin ergenlik dediğimiz sürecinin başlangıcı fizyolojik bir yapı değişikliğidir. Ergenlik ise fizyolojik tetiklemeyle başlayan bilişsel, psikososyal, ahlaki gelişimlerin olduğu bir süreçtir. Erinlik, hipofiz bezinin büyüme ve ganotropik (cinsel hormonlar) hormonlarını üretmeye başlamasıyla gerçekleşir.
ZİHİNSEL, RUHSAL VE BEDENSEL DEĞİŞİKLİKLER
Merkezi sinir sisteminin en önemli organı olan beyinde büyük değişiklikler olur. Düşünce, problem çözme, akıl yürütme, iki işi aynı anda yürütme gibi üst düzey zihinsel süreçler çocukluktan farklıdır. Yetişkin düzeyine yaklaşmıştır. Böyle denilmesinin nedeni, soyut düşünme gelişmiş ama siyah ve beyazda takılarak aradaki grileri görme şansını henüz kazanmamış olmalarındandır.
Yetişkinlerle iletişim zorlukları yaşanmasının bir nedeni de budur. İsteklerini erteleyemezler. Ruh hâlleri sıkça değişir. Bazen çok coşkulu bazen çok karamsardırlar. Beden imgesindeki değişikliklere kolay uyum sağlayamazlar. Çocukluk döneminde duygu düzenlemeyi öğrenmemiş olanlar duygularını çok yoğun yaşarlar ve kontrol edemezler. Yüz, bebeksi yapıdan yetişkin görünümüne döner. Kollar ve bacaklar gövdenin büyümesinden önce uzar. Bu nedenle sakarlıkları çoktur. Arkadaşlık ilişkileri ebeveyn ile olan ilişkiden daha önemli hâle gelir.
ÖZERKLİĞİN KAZANILMASINDA ANNE-BABANIN ROLÜ
Bu dönem aynı zamanda özerklik ve kimliklerini belirleyecekleri dönemdir. Yani kendi başına kararlar alacakları ve kararlarının arkasında duracakları bir süreçtir. Özerklik çok erken yaşta kazanılmaya başlar. Burada ebeveynlerin rolü büyüktür. Çocuğun her hatasının yüzüne vurulması, “Sen zaten yapamazsın, bırak ben yapayım” gibi cümleler onun özerkliğini sınırlar ve çocuk ebeveynin güdümüne girer.
Ergenlik çağına geldiğinde ise ondan çok şey beklenir. Ebeveyn desteği görmediğinde başka yetişkinlerin peşine düşer. Bu da ergenin hayatının ipoteklenmesi demektir. Anoreksiya, bulimia ve obezite gibi yeme bozuklukları geçmişteki bu kısıtlamaların bir çıktısı olarak görülmektedir. Ancak tabii tek neden bu değildir. Çocuk ayrıca narsist özellikler sergileyebilir.
Bulgular, kızların erinliğe ulaşmasının 10-14 yaş arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Erkeklerinki ise daha geç başlayabilir. Ancak son yıllarda ve pandemi döneminden sonra bazı çocuklarda pubik kılları, koltuk altı kılları, beden kokusu, hızlı büyüme ve kemik olgunluğu gibi erinlik belirtilerinin sözü edilen yaşlardan önce görülme sıklığı artmıştır.
ERKEN ERİNLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?
Endokrinologlar, başvuran kişilere öncelikle tiroid ya da yumurtalıkta kütle bulgusu olup olmadığının kontrol edilmesi önerisi ile yola çıkarlar, eğer böyle bir durum söz konusu değilse başka araştırmalar yapılması gerektiğini tavsiye ederler.
Erken erinliğin ortaya çıkmasına yaşam stili, çevre ve yenen besinlerin -özellikle de fazla tüketilen hayvansal protein ve yağ oranı yüksek besinlerin- neden olduğu düşünülmektedir.
Araştırmalara göre, yağ hücreleri bir fabrikaya benzetilir; östrojen, insülin, leptin üretir ve östrojen düzeyini arttırır. Bunların yanı sıra hareketsizlik, düşük melatonin düzeyi, hızlı yağlanma, kisspeptin proteini ve kalori yüksekliğinin erken erinliğe olan etkisi üzerinde de durulmaktadır.
HANGİ SORUNLARLA KARŞILAŞILABİLİR?
Normal yaş sınırları arasındaki ergenlik döneminde birey hormonal ve merkezi sinir sistemindeki değişikliklerin etkisindedir. Yukarıda söz edildiği gibi bu duruma uyum sağlanması gerçekten zordur. Bu zorlukların daha erken yaşlarda yaşanması, çocuk için çok daha zordur.
Erken erinlik bedenin fiziksel özellikleri ile bedene ilişkin algılar arasındaki ilişkiyi ortaya çıkartır. Çocuk kendine ilişkin negatif duygular geliştirir. Utanma duygusu artar. Başkalarından farklı olma, arkadaşları arasında dikkat çekme, hakkında yapılan olumsuz konuşmalar gibi nedenlerle yalnızlığı tercih edebilir. Kaygı yüksektir. Depresyon belirtileri gösterebilir, hatta depresyon yaşayabilir. Kendine güveni düşüktür. Aşırı yağ yüklenmesi östrojeni arttırır, bu durum kilo almaya, bazen obeziteye yol açabilir. Sonuç erken erinlik olabilir.
EBEVEYNLER BU DÖNEMDE NELER YAPABİLİR?
Bazı araştırmacılar bu problemin endüstrileşmeye bağlı olarak 20. yüzyılda arttığını söylemektedir. Bazıları ise genetik olduğunu ileri sürmektedir. Nedeni ne olursa olsun ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir. Çocuğun akademik başarısızlığının altında bu tür bir fizyolojik aktivitenin olduğunu öğrendiklerinde doğru ve basit açıklamalar yapmaları gerekir. Çocuklar baş etme mekanizmalarını yeterince uygun kullanamayabilirler. Küçük yaşta beklenmedik bu gelişmeleri tolere edemeyebilirler.
Hareketsizlik bu dönem için uygun bir durum değildir. Çocuğun hareketli bir yaşama yönlendirilmesi desteklenmeli ve ilgi alanına yönlendirilmelidir. Ayrıca çocuk paketlenmiş ürünlerden hatta bozulmuş kimyasallardan (kişisel bakım ürünleri ve plastikler) uzak tutulmalıdır. Dikkat edilmediği takdirde ileride meme kanseri ve obezite gibi riskler ortaya çıkabilir.
Sağlıklı beden imgesi ve güçlü benlik yapısı için çocuğun görüntüsüne ilişkin konuşma yapmamaya dikkat edilmeli ve bu konudan uzak kalması sağlanmalıdır.