Çocuklar İç Dünyasını Resimlerine Yansıtır

Bizim Aile

ÇOCUKLAR İÇ DÜNYASINI RESİMLERİNE YANSITIR

Resim, iletişimin en etkili yollarından biridir. Çocuğun çizdiği her resim kendi iç dünyasını, duygularını ve düşüncelerini anlatmasına olanak sağlayan bir araçtır. Eğer çocuk yaşına uygun düzeyde resim çizmekte zorlanıyorsa; travmatik bir öykü varsa, çizdiği resimlerde saldırgan veya depresif temalar ağır basıyorsa bir uzman görüşü almak sağlıklı olacaktır.

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG SEDA AYDOĞDU
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi

Çocuğun dili; kurduğu oyunlar ve çizdiği resimlerdir. Hayatın erken dönemlerinden itibaren çocuklar oyunu ve resim çizmeyi bir iletişim aracı olarak kullanırlar. Çocuklarımızın seçtiği bu iletişim dilinde tıpkı biz yetişkinlerin hayatında olduğu gibi farklılıklar vardır. Kendisini bir yetişkin gibi sözel olarak yeterince ifade edemeyen çocuk, fiziksel ve bilişsel gelişiminin de etkisiyle resim yapmayı bir iletişim aracı olarak hayatına ekler.

Çocuğun çizdiği resim onun kendi iç dünyasını, duygularını ve düşüncelerini anlatmasına olanak sağlayan bir araçtır. Yetişkinlerden tek farkı iletişim olarak harfleri, kelimeleri değil renkleri ve tasarımları seçmesidir.

RESİM ÇİZEN ÇOCUĞU TEŞVİK ETMEK ÇOK ÖNEMLİ

Resim yapmak; duygusal bir uyaranı fark etmek, anlamlandırmak ve ardından ince motor kas gruplarını kullanarak bu duygusal uyaranı somut hâle getirmek demektir. Yani duygularımızın sözel olmayan iletişim ile ifade bulmasının en canlı örneklerindendir. Hayal gücünün, içsel dünya çerçevesinde yansıtılmasıdır. Bu yönden bakıldığında resim çizen çocuğu teşvik etmek çok önemlidir. Yaptığı resme “Dünyanın en güzel resmi!”, “Harika!” benzeri geri bildirimler vermek yerine o resmi çizerken harcadığı emeğe, kullandığı renklere vurgu yaparak ona geri bildirim vermek oldukça kıymetlidir. Bu sayede çocuğumuzun emeğine vurgu yaparak bizim için neyin önemli olduğunu ona hissettirmiş oluruz.

ÇİZİMLER ÇOCUĞA ÖZGÜ DEĞERLENDİRİLMELİ

Çocuğun çizdiği her resim onun kendi iç dünyasında anlamlıdır. Yaşadığı çevreden ve hissettiği duygulardan kopuk, bağımsız çizimler normal gelişim içerisinde olan çocuklarda görülmez. Çocuğun çizdiği resimlere bu bağlamda yaklaşıldığında çevresinde olan olaylar karşısında kendi hissettiklerini çizdiğini düşünerek değerlendirmek önemlidir. Bilişsel gelişimin de eşlik etmesiyle birlikte çizim yeteneğinde; figürlerin, nesnelerin, bitkilerin olması ayrı bir boyut, renklerin kullanılması ayrı bir boyut, kâğıt ile objelerin orantı içerisinde çizilmesi ayrı bir boyut olarak değerlendirilebilir. Çocuğun resminde yer alan detaylar yaşla birlikte gelişmeye başlar. Tüm bu sebeplerle çizimin anlamı her çocuğa özgü değerlendirilmelidir.

EBEVEYNLER ÇOCUKLARININ RESİMLERİNİ ANALİZ EDEBİLİR Mİ?

Çocukların resimlerini anne ve babaların analiz etmesini sağlıklı bulmuyoruz. Mesleğimiz her ne olursa olsun, koşulsuz sevgi ve güven veren ebeveynler olarak çocuğumuzla kurduğumuz ilişki içerisinde profesyonel kimliğimizden sıyrılmamız gerekir.

Ayrıca çocuğumuzun çizdiği resimleri analiz etmeye çalışmak onunla kurduğumuz ilişkinin yön değiştirmesi demektir. Sorgulayan, sürekli soru soran, altında bir anlam arayan ebeveyn tutumları karşısında çocuğumuz da rahatsız hissedecektir. Bu sebeple çocuk kendi iç dünyasını yansıtmak konusunda ikileme düşebilir ve kendisini kapatmayı tercih edebilir.

Eğer çocuğumuzun çizdiği resimlerde içimize sinmeyen durumlar var ise bir uzman desteği almak çok önemlidir.

RESMİN ANLAMI GELİŞİM BASAMAKLARINA GÖRE DEĞİŞİR

Çocuk ruh sağlığı uzmanları olarak bizler çocuğun çizdiği her resmin anlamı olduğunu biliriz. Bu anlamlar gelişim basamaklarına göre değişir ve temelde bu basamaklar göz önüne alınarak değerlendirilir.

2-4 yaş civarlarında sadece karalama olarak başlayan çizimler, 4-7 yaş civarında kafadan kolların ve bacakların çıkması ve bir gövdenin oluşmaya başlamasıyla sonraki aşamalara kademeli olarak geçiş sağlarlar. 7-9 yaş civarına gelindiğinde ise çocuğumuzun resimlerinin artık belli şemalardan oluşmaya başladığını görürüz; üçgen etek, kare veya oval bir gövde şeklinde olabilir. Renkler daha sık kullanılmakla birlikte saçlara ve takılara yönelik çizimler görülebilir. 9-12 yaş dönemine gelindiğinde çocuğumuz gerçekliğe daha yakın çizimler yapabilir. Renk seçimleri ve çizilen figürlerin birçoğu gerçekliğe uygundur. Bununla birlikte çocuklarımız önceki yaş dönemlerinde olduğu gibi bu dönemde de resimlerini anlatmaktan kaçınabilirler.

NE ZAMAN BİR UZMANA DANIŞMAK GEREKİR?

Çocukların resminde hem yaşadıkları güncel olaylar hem de olmasını istedikleri hayal dünyaları vardır. Çocukların çizdiği resimler ele alınırken çocuğun öyküsü ile çizimleri birlikte değerlendirilir. Çocuğumuz yaşına uygun düzeyde resim çizmekte zorlanıyorsa; travmatik bir öykü varsa, çizdiği resimlerde saldırgan veya depresif temalar ağır basıyorsa bir uzman görüşü almak sağlıklı olacaktır.

Çocukların iki iletişim dili vardır; bunlardan birisi de resimdir. Travma gibi zorlayıcı dönem içerisinde olan çocuğun kendisini ifade etme biçimi de bu döneme özgü farklılıklar gösterir. Çocuğun yaşadığı travmanın şiddeti ve sıklığına göre değişmekle birlikte; travma deneyimi yaşayan çocuklarda davranışsal farklılıklar da görülebilir. Bu bağlamda çocuğun resimleriyle ilgili fazla soru sormak, onu konuşması için zorlamak veya ikna etmeye çalışmaktan kaçınmak gerekir. Böyle bir durumda mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.