Akne İzlerinden Kurtulmak Hayal Değil!

Sağlık

AKNE İZLERİNDEN KURTULMAK HAYAL DEĞİL!

11-30 yaş arasındaki kişilerin yaklaşık %80’ini etkileyen bir cilt hastalığı olan aknenin izlerinden kurtulmak güncel tedavi yöntemleri sayesinde artık daha kolay. Kişiye özel uygulanması gereken bu tedavilerin mutlaka bir uzman hekim kontrolünde yapılması gerekiyor.

UZMAN DR. SİNAN İBİŞ
Özel Flavius Polikliniği
sinanibis@flavius.com.tr

Akne neredeyse her gencin kâbusudur ve bu sorun bazen yetişkinliğe kadar uzanabilir. Ancak sivilceler temizlendikten, kızarıklık ve tahriş gittikten sonra bazılarımız istenmeyen izler taşımaya devam eder. Sivilceden geriye kalan çirkin yara izlerine katlanmak zor olabilir. Ancak sivilce izleriniz ister kabarmış ister çökmüş olsun, bunları maskelemenin veya en aza indirmenin birkaç iyi yolu var. Kimyasal peeling, mikrokristaller ile dermabrazyon, lazer ile peeling, lazer ile cilt geliştirme, protein enjeksiyonlarını içeren mezoterapiler ile daha temiz bir cilt elde etmek mümkün. Bu tedavi seçeneklerine bağlı kızarıklıklar kaybolduğunda cildin ne kadar iyileşebileceği bazen şaşırtıcı olabilir.

YAYGIN BİR CİLT RAHATSIZLIĞI

Akne, 11-30 yaş arasındaki kişilerin yaklaşık %80’ini etkileyen yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Yüzde, göğüste, sırtta ve omuzlarda olabilir. Sivilcelenmelerin oluşturduğu tahriş asla gitmeyecek gibi görünebilir ama genellikle iyileşen sivilceler arkalarında hayat boyu taşınacak izler bırakabilir.

Sivilce izlerinden tamamen veya hızlı bir şekilde kurtulmak mümkün olmasa da onları tedavi etmek için asla geç değil. Genç hastalar, gelecekte akne alevlenmesi riskinin az olduğundan emin olmak ve tedaviye başlamak için 20’li yaşların başına kadar ya da ergenlik dönemi tamamlanana dek beklemek zorunda kalabilirler.

EN İYİ TEDAVİ YOLLARI

Bir yara izinin dokusunu, rengini ve görünümünü iyileştirdiğini iddia eden birçok reçetesiz ürün bulunuyor ancak sivilce izlerinden doğal olarak evde kurtulmanın bir yolu yok. Reçetesiz ürünler veya kozmetikler AHA adı verilen meyve asitlerini (glikolik asit, malik asit, sitrik asit, salisilik asit vs.), BHA adı verilen akneye yardımcı asitleri, retinoid adı verilen diğer soyucu elemanları içerebilirler. Bu ürünler şüphesiz ki akne ve izlerinde yardımcı olabilir ancak hiçbir zaman mücadelede yeterli güce sahip değiller.

Ama en iyisi; bir dermatoloji hekimine veya akne ve izlerinin tedavisi konusunda deneyimli bir medikal estetik hekimine danışmaktır. Bu hekimler akne şikâyeti ile başvuran kişilerde ilk olarak sivilceleri kontrol altına almaya odaklanırlar. Akneye ne kadar erken müdahale edilirse akne sonrasında o kadar az iz kalır. İyi haber şudur ki tüm sivilceler herkeste, her bölgede iz bırakmazlar ve tüm sivilce izleri kalıcı değildir. Ancak sivilcelerin iz bırakıp bırakmayacağını görmek için müdahaleden kaçınmak ya da müdahaleyi ötelemek de doğru değildir. Sivilce ve izlerinin tedavisi için başvurulan doktor akne probleminin geride bıraktığı yara izlerine odaklandığında, klinik imkânlarına göre genellikle aşağıdaki tedavi seçeneklerini uygulamayı düşünebilir.

LAZER VE FOTOTERAPİ TEKNOLOJİLERİ

Yeni oluşmuş veya eskimemiş sivilce izlerinin tabanları pembe veya kırmızı renktedir, bu izler tedavilerden daha çok faydalanırlar. Bu izlerin tedavisinde özellikle bu kırmızılığı oluşturan mikro damarları da etkileyebilecek kılcal damarlara odaklanan lazer veya fototerapi teknolojilerinin tercih edilmesinde yarar var. Bazı izler ciltten kabarık veya cilde göre daha çökmüş seviyelerde olabilir. Bu izlerin tedavisinde de cildin kalınlığını destekleyen veya kabarıklıkları soyarak ya da buharlaştırarak azaltan lazer teknolojileri ile ciltteki onarımı güçlendiren fototerapi teknolojilerinden faydalanmak mümkün. Özellikle pulse dye lazerler, aktif akne ve sonrası tüm izler için oldukça etkili bir seçenek. Bunun dışında yine aktif akne ve izlerin azaltılmasında cilde tercihe göre farklı ışık karışımları gönderebilen fototerapiler de iyi bir seçenek olabilir. İzler nedeniyle çok pürüzlü hâle gelmiş ciltlerde ise cildin yüzeyini buharlaştırarak çalışan fraksiyonel karbondioksit lazerler yaygın olarak tercih ediliyor.

Lazer uygulamalarının bazıları uygulama sonrası ciltte kızarıklık, morluk veya şişlik gibi istenmeyen ama birkaç gün içerisinde geçici şikâyetler bırakırken, uyarıcı veya dezenfekte edici amaçlar için kullanılan lazerler ya da fototerapiler ciltte sosyal hayatı olumsuz etkileyecek herhangi bir istenmeyen etki oluşturmuyor.

Hekimlerin akne ve izlerinde kişiye göre belirleyecekleri tedavi algoritmaları önem taşıyor. İki, üç, dört hafta aralıklarla yapılan seanslarda hem cildi sorunlu olan kişi hem yakınları hem de uygulamayı yapan hekim adım adım ciltteki olumlu değişiklikleri izleyebilir.

Burada kullanılacak lazer teknolojileri sadece sivilce ve izlerinin azaltılması için değil. Aynı zamanda kullanılan teknolojilerin özellikleri ve uygulayıcı hekimin yeteneklerine göre geniş gözenekler, lekeler, pürüzlenme, gevşeme ve elastikiyet azalması, matlık, cansızlık, diğer yara ve yanık izleri, ameliyat izleri gibi şikâyetlerin azalması da tedavi süreçlerinde görülebilir.

KİMYASAL PEELING

Hekim büyük bir olasılıkla akneli veya akne izleri olan ciltlere tek başına AHA veya BHA içeren hafif, kontrollü soyma yapan asitler ile kimyasal peeling adı verilen bir işlem uygulayabilir. Kimyasal peeling işlemi akneli ve sivilceli ciltlerdeki tıkanıklıkları, kabalaşmayı, ölü hücre birikmesi gibi sorunları ötelerken aynı zamanda bazı lazer ve fototerapi işlemlerinin önünde yapılarak bu teknolojilerin cilde gönderdiği ışık enerjisinin etkilerinin daha faydalı hâle gelmesini sağlayabilir. Asit içeriği, uygulanan dozu ve uygulama süresi iyi planlanmış kimyasal peeling işlemlerinden sonra cilt arınmış, daha canlı ve daha parlak bir görünüme kavuşarak tazelenmiş olabilir. Peeling işlemleri agresif uygulanırsa bazen iki, beş, yedi günü aşan kızarıklıklar ve bölgesel yaralar görülebilir. Ancak bu istenmeyen etkiler uygulayıcının iyi deneyimleri ve uygulamayı yaptıran kişilerin gösterecekleri özen ile yaşanmayabilir.

MİKRO İĞNELİ YÖNTEMLER

Cildin yapılanmasında temel ihtiyaç; kolajen, elastin, hyaluronik asit gibi proteinlerin ciltte yeterince bulunmasıdır. Bu proteinler normalde cilt tarafından ihtiyacı kadar üretilmelidir ancak bu ihtiyaç özellikle cildin olumsuz etkilendiği durumlarda gerçekleşemez ve bu proteinlerin eksikliği nedeniyle de ciltteki hasarlar normal seviyelerde onarılamaz.

Ciltteki protein üreteçlerinin uyarılarak daha çok genç protein üretilmesini ve bu proteinler ile cildin desteklenmesini sağlamak için mikro iğneler içeren başlıkları olan bir radyofrekans cihazından cilde uyarıcı akımlar gönderilir ve bu akımlar sayesinde cildin protein içeriği güçlendirilerek onarım yetenekleri de artırılmış olur. Bu cihazların kullanımında tedavi başlığındaki mikro iğneler cildin problemlerine yönelik tercihe göre 1-2-3 mm kadar cilde girebilir ve her bir santimetrekareye 50-100 kadar iğne girişi ile cildin içerisi uyarılabilir.

Çok ince, kılcal damarları belirgin, kızarık ciltlerde bazen bu iğne batmalarına bağlı mikro kanamalar veya birkaç gün içerisinde tamamen kaybolan kızarıklıklar olabilir ama bunlar hiçbir zaman önemsenmez. Bu teknolojilerde üç, dört haftada bir uygulamayı öneren hekimin tercihine göre 3-6 seans kadar yapılabilir. Yapılan uygulamalardan sonra cildin ihtiyaçlarının karşılanmasını öngören klinik ve ev bakımları ile bakımda ihtiyaç duyulacak formüller de çok önemli. Sonuç olarak cildin sivilce veya başka bir sorundan dolayı zarar görmesi hâlinde hiçbir tedavi onu eskisi gibi mükemmel bir hâle getirmez, ancak yapılan tedaviler yaşanan sorunları değişik oranlarda azaltabilir.

DOLGU MADDELERİ

Dolgu maddeleri genellikle kırışıklıkları tedavi etmek için kullanılmakla birlikte batık akne izlerine yardımcı olmak için de kullanılabilirler. Amalian gibi saf hyaluronik asit içeren yumuşak dolgu maddeleri cildin hızlı onarılmasına ve çökük bölgelerin pürüzsüzleşmesine yardımcı olurken, mevcut izleri kaldırarak cildin dolgunlaşmasına, cildin hacim kazanmasına da yardımcı olabilir. Ayrıca plastik cerrahlar vücudun başka bir bölgesinden alınan yağın akne izi bölgesine enjekte edildiği otolog bir yağ transferi de önerebilirler. Tüm dolgu çeşitlerinde şişlik, kızarıklık ve renk değişikliği yaşanabilir. Ne tür dolgu kullanıldığına bağlı olarak birden fazla tedaviye ihtiyaç olabilir.

CERRAHİ DERMABRAZYON

Yine plastik cerrahlar tarafından lazer yüzey yenilemeye benzer şekilde cildin daha derin olarak dermabrazyona benzer şekilde soyulmasını sağlayacak cerrahi bir işlem ile cildin üst tabakası kaldırılabilir. Bu işlem lokal veya genel anestezi sonrası sürtünme ile cildin üst tabakasının kaldırılmasını sağlayacak zımparaya benzer bir uç ile soyma yapan motorlu bir el aleti kullanılarak gerçekleştiriliyor. Kanlı ve bakım süresi oldukça zorlu günler içerebileceğinden genellikle nadiren tercih ediliyor. Cildin üst tabakası çıkarıldıktan sonra iyileşmesine yardımcı olmak için birkaç hafta sürebilen nemli pansumanlar uygulanıyor.

MİKROKRİSTALLER İLE MİKRODERMABRAZYON

Mikrodermabrazyon dermabrazyona benzer. Ancak tipik olarak daha kısa iyileşme süreleri olan birden fazla tedaviyi içerir. Mikrokristallerin cilde yüksek basınçla ve vakum yardımıyla püskürtülerek mekanik kontrollü soymayı sağlayan mikrodermabrazyon, lazer tedavileri kadar derine inmez veya kalıcı bir değişiklik bırakmaz. Sosyal hayatı çok az ve çok nadir etkileyebilir, daha ucuzdur, uygulama daha az hazırlık gerektirir, daha kontrollü bir işlemdir.

STEROİD ENJEKSİYONLARI

Yaygın bir tedavi olan steroid enjeksiyonları, kabarık akne izlerini düzleştirmek için kullanılabilir. Fark edilebilir bir değişiklik görmeden önce birden fazla tedaviye ihtiyaç duyuluyor. Ancak NliteV Pulse Dye lazer teknolojisi hekimin elinin altında var ise bir ya da birkaç seansta kabarık izleri küçültmek daha kolay olabilir. Steroid enjeksiyonlarına bağlı yan etkiler arasında hafif ağrı, morarma ve muhtemelen kanama görülebilir. Lazer tedavileri ile alternatif enjeksiyonlar sonuçları daha iyi hâle getirebilir.

SİVİLCE İZLERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Akne ilaçları ile veya diğer destekleyici tedaviler ile akne ve dolayısıyla aknedeki sivilcelere bağlı izler önlenebilirler. Akne problemi olan ciltlerde bazen hormon profilleri ve yumurtalık ultrasonografisi de değerlendirilerek akne tedavisine yardımcı olmak üzere ilaç kullanılabilir. Tabii ki bu değerlendirmeler ve önerilecek tedavilerin ilgili uzman hekimler tarafından yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Sivilce izleri oluşma riskini azaltmak için yapabileceğiniz birkaç şey vardır:

  • Sigarayı bırakın veya sigaraya başlamayın.
  • Ellerinizi yüzünüzden uzak tutun. Sivilcelerinizi toplama veya sıkma dürtüsüne karşı direnin.
  • Yara izi olasılığını azaltmak için aknenizi mümkün olan en kısa sürede tedavi ettirin.

Sivilceler ve sivilcelere bağlı izler; genç olma, hormonların seviyelerinin değişmesi ya da yetişkin olma hususları fark etmeksizin her yaşta olabilir. Bazen yetişkinler kilo verdiğinde veya yaşlandıkça ciltleri esnekliğini kaybettiğinde, geçmiş yıllardan kalma yara izleri daha belirgin hâle gelebilir.