Sürdürülebilir Gelecek İçin Finansal Teknoloji

Sürdürülebilirlik

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN
FİNANSAL TEKNOLOJİ

Finansal teknolojilerin dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümü aynı anda gerçekleştirerek sürdürülebilirliğe yaptığı katkı her geçen gün artıyor. Sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olarak iklim değişikliğiyle mücadeleye, çevre kirliliğini azaltmaya yardımcı olarak hava, su ve toprak kalitesini iyileştirmeye, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olarak sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyorlar. Böylece yaşanabilir bir dünya vizyonunu güçlendiriyorlar.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK UYGULAMALARI ÇEVRE VE ENERJİ YÖNETİMİ BÖLÜMÜ
tarafından hazırlanmıştır.

Teknolojik gelişmeler her sektörü olduğu gibi finans sektörünü de olumlu yönde etkiledi. Teknoloji ve finans kelimelerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan FinTech, dilimizde finansal teknolojiler olarak kullanılıyor. Bu yazımızda son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz finansal teknolojilerin tanımına ve sürdürülebilirlik alanına yaptığı katkılara değineceğiz. 

Gelişen dünyamızda her kullanıcı işlemlerini olabildiğince hızlı ve az maliyetli yapmak istiyor. Finansal teknolojilerin finans sektörüne getirdiği kazanımların başında işlemlerin hızının artması, operasyonel maliyetlerin düşmesi, kârlılığın ve güvenliğin artması, kullanıcı dostu olması geliyor. Başlıca finansal teknoloji ürünlerine örnek olarak; online ödeme, mobil ödeme, para transferi, dijital bankacılık, kripto para ve temassız ödeme işlemleri verilebilir.

FİNANSAL TEKNOLOJİLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Finansal teknolojiler yeni bir ifade gibi gözükse de tarihi 19. yüzyılın sonlarına dayanıyor. Gelişimini üç aşamada incelemek mümkün: 

Analogdan dijitale geçiş dönemi olan 1866-1987 yılları “finansal teknolojiler 1.0” olarak kabul ediliyor. 1950’li yıllarda hayatımıza giren kredi kartları ilk finansal teknolojilerdendir. Bu dönemde ortaya çıkan gelişmelerden en çarpıcı olanı hepimizin her gün gördüğü ve sıkça kullandığı ATM yani otomatik vezne makinesidir. ATM’lerin gelişimi sayesinde finansal hizmetlerin birçoğu banka sırası beklemeden yapılabiliyor. 

1987-2008 yılları arası “finansal teknolojiler 2.0” olarak tanımlanıyor. İlk finansal teknoloji şirketleri bu dönemde ortaya çıktı. Bu şirketler vasıtasıyla gelişen finansal hizmetler bankacılık sektörünü de etkiledi, fiziksel şubesi bulunmayan bankalar hizmete başladı. İnternet ve mobil bankacılık bu dönemin en önemli finansal teknoloji gelişmelerindendir. Bu süreçte bankalar yapmış oldukları işlemlerde dijitalleşme dönemine girdiler. 

2009 yılından başlayan ve hâlen devam eden dönem ise “finansal teknolojiler 3.0” olarak adlandırılıyor. 2009 yılının en önemli gelişmesi de Satoshi Nakamoto tarafından piyasaya sürülen Bitcoin’dir.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ÇEVRESEL VE SOSYAL ALANLARINA KATKILARI

Şu ana kadar finansal teknolojilerin tarihsel gelişiminden ve ne olduğundan bahsettik. Gelin şimdi de hep beraber finansal teknolojilerin, sürdürülebilirliğin çevresel ve sosyal alanlarına olan katkılarından söz edelim…

Finansal teknolojiler tamamen dijital uygulamalar oldukları için çevreye verdikleri zarar oldukça düşüktür. Dijitalleşme süreciyle birlikte geleneksel bankacılıkta ihtiyaç duyulan kâğıt, çek vb. ürünlerin kullanımının azalmış olması ciddi oranda tasarruf sağlıyor, böylece sürdürülebilirliğin çevre boyutuna katkıda bulunuluyor. Örneğin 2023 yılında Bankamızda geliştirilen uygulamalar ve çözümler sayesinde 100,8 milyon sayfa kâğıt tasarrufu yapıldı. 

Ayrıca telefon uygulamaları veya bilgisayar aracılığı ile yapılabilen finansal hizmetler sayesinde şubeye gitmeden erişilebilen bankacılık işlem sayısı arttı. Böylelikle kâğıt tasarrufunun yanında elektrik ve su gibi kaynakların da kullanımı azaldı.

‘İNSANA YAKIŞIR İŞ’ VE ‘EKONOMİK BÜYÜME’

Sürdürülebilirliğin sosyal boyutundan baktığımızda ise finansal teknolojiler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında yer alan “insana yakışır iş” ve “ekonomik büyüme”ye katkıda bulunuyor, finansal faaliyetlere erişimi olmayan veya kısıtlı olan müşterilerin bu hizmetlere ulaşımını kolaylaştırıyorlar. 

Finansal teknolojilerin dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümü aynı anda gerçekleştirerek sürdürülebilirliğe yaptığı katkı her geçen gün artıyor. Sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olarak iklim değişikliğiyle mücadeleye, çevre kirliliğini azaltmaya yardımcı olarak hava, su ve toprak kalitesini iyileştirmeye, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olarak sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyorlar. Böylece küresel düzeyde sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunarak yaşanabilir bir dünya vizyonunu güçlendiriyorlar.