Sürdürülebilirlik
YAŞAMIN VAZGEÇİLMEZİ
Su bütün canlılar için yaşamsal bir öneme sahip. Ancak ne yazık ki suyun bilinçsiz kullanımı, küresel iklim krizi, endüstriyel kirlilik, doğaya kontrolsüz bırakılan kimyasal ve tehlikeli atıklar gibi nedenlerle su kaynakları günden güne kirleniyor ve tükeniyor. Sürdürülebilir kalkınma ve çevrenin refahı için su ayak izimizi azaltarak dünyaya ve geleceğe umutla bakabiliriz.
Yaşam döngüsünün en mucizevi öznesi su.
Canlıların yaşaması için hayati değeri olan su.
Sınırsız olmadığını öğrendiğimiz en önemli yaşam kaynağı su.
Suyun varlığına o kadar alışmışız ki su olmasaydı ne olurdu ya da ne olmazdı, pek düşünmeyiz. Su; dünyanın yaşam sürdürülebilen bir yer olmasının temel şartıdır. Sadece yaşam için gerekli bir nesne değil, aslında yaşamın kendisidir. En küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik hayatı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutan; ikamesi olmayan çok değerli bir kaynaktır.
KENDİMİZE SORMAMIZ GEREKEN ASIL SORU
Peki sizce su ne demektir? Aranızdan bazılarının soruya nesnel açıdan yaklaşarak, “İki hidrojenle bir oksijen atomundan oluşan, normal şartlar altında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde.” dediğini duyar gibiyiz… İç sesini dinleyen bazı arkadaşlarımız ise “Çirkinliklerden ve kirden arındıran en değerli nimettir.” diyor parmaklarını kaldırarak. Peki aslında kendimize sormamız gereken asıl soru suyun ne olduğundan ziyade, suyun nasıl tüketildiği değil midir?
KAYNAKLAR GÜN GEÇTİKÇE TÜKENİYOR
Suyun bilinçsiz kullanımı, küresel iklim krizi, endüstriyel kirlilik, doğaya kontrolsüz bırakılan kimyasal ve tehlikeli atıklar gibi nedenlerle yaşam için bu kadar önemli olan su kaynakları gitgide kirleniyor ve tükeniyor.
Tüketirken kolay eriştiğimiz fikri aklımızın köşesinden bile geçmezken Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 829.000 insan temiz suya erişemediği için hayatını kaybediyor.1
DÜNYA’DAKİ SULARIN YALNIZCA %2,5’İ TATLI
Dünya’nın üçte ikisi sularla kaplı olmasına rağmen insan kullanımına uygun tatlı ve temiz su kaynakları son derece sınırlı. Gezegenimizdeki suyun %97’si okyanuslarda ve iç denizlerde bulunuyor ancak tuzlu olduğu için içme suyu olarak kullanıma ve sulamaya uygun değil. Dünya’daki suların ancak %2,5′ini tatlı sular oluşturuyor. Bunun da %87’si buzullarda, toprakta, atmosferde, yeraltı sularında bulunuyor ve kullanılamaz durumda.
Bu muhteşem kaynağın ne kadar sınırlı olduğunu haydi gelin biraz daha somut bir örnekle anlamaya çalışalım. Su dolu bir tanker düşünelim ve onun yeryüzündeki tüm suyu temsil ettiğini varsayalım. Bu tankerden geniş bir kova dolusu su alalım. İşte hayali tankerimizden aldığımız bu “bir kova dolusu su” yeryüzündeki tatlı suya karşılık geliyor.
SUYA ERİŞİM HERKESİN HAKKI
Ancak ne kadar sınırlı olursa olsun, bu sınırlı kaynağa erişim herkesin doğal hakkı. Suya erişim sadece yaşamın idame ettirilmesini değil insani gelişimlerin de önünü açar. Bu açıdan temiz suya erişim, sağlıklı insani gelişimin en önemli koşullarından biri. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) altıncısının “temiz su ve sanitasyon” olarak belirlenmesi de suyun önemini vurgular.
HALKBANK, ‘GLOBAL A-LIST’E GİRMENİN GURURUNU YAŞIYOR
Halkbank Ailesi olarak biz de suyun ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu çerçevede 2022 yılında dünyanın önde gelen raporlama platformlarından biri olan, şirketlerin su kullanımlarını ve su kaynakları üzerindeki etkilerini şeffaf bir şekilde açıklayabildikleri Carbon Disclosure Project’in (Karbon Saydamlık Projesi) “Su Güvenliği” modülündeki skorumuzla dünyada sadece 103 şirketin girebildiği “Global A-List”e girmenin gururunu yaşıyoruz.
Su kıtlığı ve kirlilik gibi konuların faaliyetlerimizle bağlantılı olduğunu unutmamalıyız. Sürdürülebilir kalkınma ve çevrenin refahı için su ayak izimizi azaltarak dünyaya ve geleceğe umutla bakabiliriz.
Dünyanın yaşanabilir, yaşamın
sürdürülebilir olması için…
(1) https://www.who.int/health-topics/water-sanitation-and-hygiene-wash#tab=tab_1