Akılcı İlaç Kullanımı: Sağlığımız İçin Doğru Adımlar

Sağlık

AKILCI İLAÇ KULLANIMI: SAĞLIĞIMIZ İÇİN DOĞRU ADIMLAR

İlaçlar, vücut fonksiyonlarını düzenleyen güçlü maddelerdir ancak her biri, faydalarının yanı sıra potansiyel yan etkiler de taşır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kullanılan ilaçların büyük bölümü uygunsuz biçimde reçetelenmekte ya da kullanılmaktadır. Bu durum yalnızca bireysel sağlığı değil, toplumsal kaynakları da tehdit eder. Tam da bu nedenle akılcı ilaç kullanımı, hayati önem taşır.

Dr. Hamza ÖZDEMİR

Destek ve Satın Alma Hizmetleri Daire Başkanlığı Sağlık Hizmetleri Bölüm Müdürü

İlaçlar; vücut fonksiyonlarında değişiklik yapan yapısal durumları veya hastalık varlığını değiştirmek amacıyla kullanılabilen bitkisel, hayvansal, mineral veya sentetik maddelerdir.

Tıp alanında son yüzyılda yaşanan gelişmelere bağlı olarak hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılan ilaç sayı ve çeşitliği hızla artış göstermiştir. İlaç kullanımında her ilacın yan etkileri olabileceği, metabolizmamızda birtakım değişikliklere yol açabileceği de unutulmamalıdır. Doğru teşhis, doğru ilaç, doğru zaman ve uygun kullanım gibi kavramlar kullanım öncesi dikkatlice değerlendirilmelidir.

Tüm dünyada yanlış, gereksiz, etkisiz ve yüksek maliyetli ilaç kullanımı, çeşitli boyutlarda sorunlara neden olmaktadır. Bu etkiler arasında:

• Hastalık ve ölüm oranlarında artış olması,

• İlaçların yan etki riskinin artması,

• Kaynakların yanlış tüketilmesiyle temel ilaçlara bile ulaşılabilirliğin azalması,

• Acil ve temel ilaçlara karşı gelişebilecek dirence dayalı olarak, tedavinin ekonomik ve sosyal maliyetinin artması sayılabilir.

Bu nedenlerden dolayı dünyada çeşitli çözüm yolları üretilmeye ve geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda tüm dünyada “Akılcı İlaç Kullanımı (AİK)” çalışmaları başlatılmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, ilaçların %50′sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, temin edilmekte veya satılmaktadır. Tüm hastaların yarısı da ilaçlarını doğru şekilde kullanamamaktadır.

Bu bilgiler bize kullanılan ilaçların ancak dörtte birinin uygun bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorundur. Akılcı olmayan ilaç kullanımı hastaların tedaviye uyumunun azalmasına, yan etki görülme sıklığının artmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına ve tedavi maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır.

ANTİBİYOTİKLER NE KADAR GEREKLİ?

Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve insan sağlığı açısından çok büyük öneme sahip ilaçlardır. Antibiyotiklerin bakterilere karşı etkisi olmakla birlikte, virüsler üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Bakteriler, çevrelerinde meydana gelen değişikliklere hızlı uyum sağlayabilen canlılardır. Antibiyotik direnci de bunun bir örneğidir.

Antibiyotik direncine sahip bakteriler antibiyotik varlığında, dirençli olmayan bakterilere göre avantaj sağlar ve bunun bir neticesi olarak belirli bir süre sonra ortamdaki bakterilerin çoğu o antibiyotiklere karşı direnç sahibi olur. Ayrıca bakteriler dirence neden olan genetik yapıları, farklı bakteri türlerine de aktarabilir, bu da antibiyotik direncinin bakteriler arasında yaygınlaşmasına önemli katkı sağlar.

Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar, özellikle de yoğun bakım ortamında ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır. Dirençli bakterilerin neden olduğu bu hastalıklar, tedaviye dirençli olup, hastanede yatış sürelerinin uzamasına ve bununla ilgili komplikasyonların gelişmesine, ölüm ve hastalığa yakalanma oranlarında artışa neden olmaktadır.

Antibiyotik direncinin önüne geçilememesi durumunda gelecekte bizi bekleyen tehlike ise bundan çok daha büyüktür. Öyle ki, yakın gelecekte enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotikler tamamen etkisiz hâle gelecek ve basit yara enfeksiyonları ölümle sonuçlanabilecektir.

ANTİBİYOTİK KULLANIMI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

• Antibiyotikler yalnızca bakteriler için etkilidir, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez.

• Antibiyotik ateş düşürmez; sadece uygun doz ve şekillerde kullanılan antibiyotik, hastalığın kaynağı bakteriyel ise enfeksiyonu ortadan kaldırdığı için ateşi düşürebilir.

• Soğuk algınlığı ve grip, çoğu zaman kendiliğinden iyileşen hastalıklardır. Antibiyotik alımı gerekmez.

• Antibiyotik ağrıyı dindirmez, burun akıntısını ve öksürüğü hafifletmez.

• Antibiyotik, grip ve soğuk algınlığının başkalarına geçişine engel olmaz.

• Hekim önerisi olmadan kullandığımız antibiyotiğin etkisi olmayacağı gibi, yaygın ve yanlış kullanıldığında hızla antibiyotik direnci gelişir.

• Antibiyotiklere karşı direnç gelişirse bu sefer esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu bir enfeksiyon ile karşılaşıldığında tedavide bu antibiyotikler etkili olamaz.

• Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz.

ANTİVİRAL İLAÇLAR NASIL KULLANILMALIDIR?

Coronavirüs, Herpes, İnfluenza, Hepatit Enfeksiyonları, HIV, Mpox, Ebola gibi viral kaynaklı enfeksiyonlarda hastalık etkeni virüslerin yok edilmesinde bağışıklık sistemimize katkı sağlamak amacı ile kullanılan ürünlerdir. Antiviral ilaçlar, bazı durumlarda hastalık etkenini yok etmek için kullanılıyor olmakla birlikte bazı durumlarda ise hastalığın ciddiyetini azaltmak, daha erken tedavi sağlamak veya gelişme ihtimali olan komplikasyonları engellemek amacı ile kullanılabilmektedir.

Antiviral ilaçlar, virüslerin çoğalma ve hücre içine yerleşmesi sırasında etkili oldukları için hastalığın erken dönemlerinde alındıklarında beklenen biyoyararlanım gerçekleşebilmektedir. İnfluenza virüsü için bu dönem vücudun virüsle karşılaştığı andan itibaren ilk 48 saatlik süredir.

Antiviral ilaçlarda da antibiyotiklerde olduğu gibi virüslerin direnç kazanması ve ilaca karşı duyarsızlık gelişmesi söz konusu olduğu için antiviral ilaçların da kontrollü kullanılması, gerekmedikçe veya hasta olmamak (profilaksi) amacıyla kullanılmaması toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.

Influenza (grip) hastalığı için Dünya Sağlık Örgütü tarafından hangi hastalarda antiviral kullanılması gerekliliği şu şekilde belirlenmiştir:

• Bağışıklığı düşmüş 65 yaş üzeri hastalar,

• Bağışıklık sistemi hastalığı bulunanlar

• Ciddi Kalp hastalığı, nörolojik hastalık veya KOAH hastalığı olan bireyler

Bu durumlar dışında sağlıklı bir bireyin hastalıktan korunmak veya aile bireyleri içerisinde hastalık geçirmekte olan bir yakınının varlığı nedeni ile hastalık geçişini önlemek amacı ile risk grubu olmadığı hâlde antiviral kullanımı direnç gelişimine katkı sağlayacağından toplum sağlığı açısından risk oluşturacaktır. Direnç kazanan virüsler karşısında antiviral ilaçlar artık etki etmeyeceği için yukarıda belirtilen risk grubunda bulunan hastalar viral kaynaklı hastalığa yakalandıklarında ciddi hastalık ve ölümle karşı karşıya kalacaktır.

SONUÇ OLARAK…

Antibiyotikler, bizleri bakteriler tarafından ve ciddi oluşan enfeksiyonlara karşı korumak için vardır. Bakteriler gelişigüzel ve sık antibiyotik kullanımı nedeni ile elimizde bulunan sayılı antibiyotiklere karşı hızla direnç kazanmaya başlamışlardır. Her hastalandığımızda antibiyotik kullandığımız durumda antibiyotik direnci gelişecek ve gerçekten ihtiyacımız olan ciddi ve hayatı tehdit eden durumlarda işe yaramayacaktır.

Sağlığımız için gerekmedikçe ilaç, mecbur kalmadıkça antibiyotik kullanmayalım.

KAYNAKÇA